top of page

Tek Başına Yine Yollardayım -Mardin'deyim

  • Yazarın fotoğrafı: Emre
    Emre
  • 13 Şub 2020
  • 3 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 12 Tem 2020

Binlerce yıllık tarihe sahip bu güzel şehir üzerinden biraz da tek başına seyahat etmek üstüne konuşalım mı?


Güzelim Mezopotamya manzarası eşliğinde Eski Mardin'in çay bahçelerinden çıkmak isteyecek misiniz bilemiyorum? Ben kaç saat geçirdim anlamadım da.

Mardin'i Mardin yapan insanıdır. İnsanının hoşgörüsü, anlayışı ve yüzyıllar ötesinde bile yetecek kadar sevgisidir.

Urfa'ya gittiğimde de buranın insanı bambaşka demiştim. Ancak Mardin'den sonra Urfa'nın yeri tabi ki ayrı diyerek bu cümlemi revize etmek istiyorum. Mardin bambaşka.


Mardin'e Yolculuk - Kaldığım Otel, Gezdiğim Yerler


Bu yazıyı şimdi kaleme aldığıma bakmayın aslında bu yolculuk 29 Eylül - 1 Ekim tarihleri arasında gerçekleşti. (2018) Yine de bilgileri paylaşmaya başlayayım. Ben Pegasus'la yolculuk yaptım.

29 Eylül günü sabah olan uçak son dakika bilgilendirmesiyle birlikte akşama alınınca Mardin seyahatim de bir gün kısalmış oldu diyebilirim. Onun için size tavsiyem THY'nin yurtiçi tek yön 100₺ kampanyalarını takip etmenizdir.


Mardin Havalimanı'nda indikten sonra şehir merkezine hemen havalimanı çıkışında yer alan duraklardan geçen ve Eski Mardin'in yakınından geçen bir otobüse binerek gidebilirsiniz. Nakit geçiyor o yüzden rahat olabilirsiniz.


Mardin'de Tatlıdede Konağı Butik Otel'de kaldım. Eski bir han olan otelin ambiyansına bayıldım. Kat kat terasların aralarından geçerek en alt kattaki odama yerleştim. Sanırım en alt katta olmasının bir dezavantajı olarak rutubetten bir hayli çektiğimi söylemek isterim. Siz lütfen manzaralı odalardan seçin çünkü otelin manzarası koskoca Mezopotamya! Ova değil Mezopotamya!


Yukarıdaki fotoğraf otelin manzarası değil ancak nereden bakarsanız bakın göreceğiniz mükemmellik budur! Otelde rutubet dışında başka herhangi bir durumla karşılaşmadım. Onu da üst katlardaki odaları tercih ederek aşarsınız gibi geliyor.

Gidiş uçağı ve oteli de hallettiğimize göre ilk akşam attım kendimi sokağa. Aman Allah'ım bu nasıl bir açlık ama öyle böyle değil. Bloglardan okumuştum Bağdadi Restaurant çok meşhur diye. Otelden ana caddeye hemen çıktıktan sonra bir de ne göreyim? Bağdadi! Turla gelenlerle dolmuş taşmış, meğer rezervasyonsuz girilemiyormuş bile. Hemen bir şansımı deneyeyim dedim ancak alt katlardaki uygun masalara ve hemen kalkacağımı söylememe rağmen müsait olmadıklarını söyleyip beni dışarı uğurladılar. Bu an Mardin'le ilgili ilk ve son hayal kırıklığımdır.

O saatte de başka adını sanını bildiğim yer olmadığı için dolaşıp gözüme kestirdiğim bir yere oturayım istedim ancak o da ne? Yer yok! Attım kendimi Komagene Çiğ Köfte'ye, dükkanın yarısını yedim anca rahatladım. O sinirle de daha da çarşısını dolaşmadan döndüm otele.


Kasımiye Medresesi'ne hoş geldiniz. Ertesi gün yaptığım en güzel aktiviteydi bu güzel medreseyi görmek. Hem hikayesi hem mimarisi hem muhteşem manzarası beni benden aldı. Kasımiye Medresesi'ne genellikle servisler kalkıyor o şekilde ya da araç kiraladıysanız 10 dakikalık kısa bir yolculuk sonrasında ulaşabilirsiniz.

Peki ben nasıl gittim? Mardin Büyükşehir Belediyesi Basketbol Takım Koçu olan lise arkadaşımla tamamen tesadüfen denk gelmem sonrasında kendisi beni getirdi buraya. Sağ ol var ol Ferhat!


Kasımiye Medresesi'nin manzarasını da şuraya bırakayım da neyi kastettiğimi daha net anlatmış olayım.



Kasımiye Medresesi sonrasında gezilecek her yer Eski Mardin diye adlandırılan yerde ve hepsi birbirine yürüme mesafesinde. Bu sebeple çok rahat bir şekilde dolaşabilirsiniz.


Yürüyeceğiniz yolda karşınıza çıkacakları şöyle peşpeşe sıralıyorum.




Bu da ikinci ve sonuncusu olsun. Gerisini siz hayal edin ve gezin!



Mardin'de Alışveriş ve Yeme-İçme


Mardinliler ya da kendini Mardin'le özdeşleştirmiş olanlar lütfen bana kızmasın ancak Kaburga Dolması dışında bana çok yöresel bir yemeği var gibi gelmedi. Hani o meşhur Antep, Urfa Mutfağı yok gibi sanki burada. Ama onun dışında bol bol cevizli sucuk yiyebilir, mavili-morlu badem şekerlerinden yiyebilirsiniz. Ayrıca alışveriş olarak da bakır işçiliği ürünleri alabilir ya da meşhur telkari takılardan alabilirsiniz. Ben ne kadar sahan, ayranlık ve çaydanlık varsa hepsinden aldım. Fiyatlar uygun ancak ufak bir pazarlık yapmanızı tavsiye ederim.


Ve Son


Kaldığım otelin sağladığı servisle havalimanına tekrar dönerek bu güzelim şehre veda ettim. Özet geçecek olursam, Mardin = İnsan, Mardin = Kültür, Mardin = Hoşgörü


Tek Başına Yolculuk?


Biraz da bunun üzerine konuşalım demiştim değil mi? Az kaldı unutuyordum. Hiçbir şekilde genelleme yapmadan sadece kendi hislerimi yazmak istiyorum.

İş yeri, okul, aile, arkadaşlar derken kendimi dinlemeyi unuttuğum bir döneme denk gelmişti bu yolculuk. O kadar da güzel denk geldi ki. Tek başıma sokaklarda dolaşırken, olur olmadık her dükkana kendimi atıp esnafla sohbet ederken ve alıp çayımı, kahvemi o eşsiz manzaraya karşı kitap okurken oturup ağlamamak için kendimi zor tuttum. Bir görseniz bayağı içli bir kitap okuyorum sanardınız.

Ama bu duygusallığın sebebi de uzun zamandan sonra ilk kez kendimden sorumlu olmamdı sanırım.

Özellikle büyük bir heyecanla aldığım sorumlulukların sonuçlarının böyle olduğunu görmek ve bunun sadece benim için olduğunu bilmek o kadar güzel bir duyguydu ki.

Şu satırları okurken ben ben ben diye okumaktan içiniz kıyıldı farkındayım ancak günlük hayatımda, her şeyin en iyisini, en kötüsünü, en doğalını, en güzelini yaşadığını belirtip sürekli kendisini birileriyle karşılaştıran ve karşısındaki insanı asla dinlemeyen insanlardan uzaklaşıp uzun zaman sonra ilk kez kendimi dinlediğim bir seyahat oldu.

O kadar ben oluversin. Umarım sizler de deneyimlemediyseniz bir an önce deneyimler ve bir şekilde benimle aynı heyecanı paylaşırsınız.


Ne diyordum?


Yediğiniz, içtiğiniz sizin olsun, gezdiğinizi anlatın!


Bir sonraki rotada görüşmek üzere!

Comments


bottom of page