top of page

İş Analisti Kimdir? Ne İş Yapar?

  • Yazarın fotoğrafı: Emre
    Emre
  • 5 Nis 2020
  • 6 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 12 Tem 2020

Çevremdeki pek çok insandan duyduğum bu sorulara cevap verirken gerek meslek değiştirmek ya da seçmek isteyen kişilere de bir ışık tutmak istedim. O zaman alalım sizi iş dünyasında ben kimim ne iş yaparım bunların cevaplarını okumaya...


ree


Öncelikle kullandığım görsel için sanırım kaynak belirtmeme gerek yok. Çünkü nereden bulduğumu unuttum. Lisanssız görsellerden aldım diye hatırlıyorum. Ben çizmedim yani herhangi bir hak da iddia etmiyorum. Kesin "Business Analyst" falan yazdım Google'a karşıma çıktı. Neyse çok uzun ettim. Haydi bakalım başlayalım.


İş analistliği aslında son 10 yılda popüleritesi fazlasıyla artan ve özellikle yazılım geliştirme projelerinin içerisinde yer alan bir rol olarak karşımıza çıktı diyebilirim. Peki biraz daha açayım. Adım adım gidelim. Nedir yazılım geliştirme projesi?

Hayatımızın herhangi bir yerinde elektronik olsun olmasın kullandığımız herhangi bir ürün ya da hizmetin bize ulaşmasını sağlayan her yerde var olan bir sistemdir yazılım. Farklı dillerde yazılır farklı fonksiyonlar sunar ancak amacı aynıdır. Hizmet vermek!


Cep telefonunuzun işletim sisteminden, televizyonunuzu internete bağlayan sisteme; mobil bankacılık işlemlerinden, mutfağınızda kullandığınız tencerenin çizimine kadar her alanda yazılım projeleri olmazsa olmazdır.


İşte iş analistliği de burada devreye giriyor. Peki nasıl? Bir sonraki adıma geçelim mi? Haydi bakalım geçtik bile!


Bir uygulama yazdırmak istiyorsunuz diyelim. Çevredeki tüm bakkalların online sipariş sistemine geçmesini sağlayacak, mobil ödemeyle müşterilere kolaylık sağlayacak bir uygulama olsun istiyorsunuz. Ne kadar güzel! Muhteşem bir fikirle ortaya çıktınız. Tüm fizibilite çalışmasını da yaptınız. Aman yarabbi ne karlı iş dediniz.

Peki bunun olabilmesi için neye ihtiyacınız var? Para! Tamam tamam sustum. Öncelikle yazılım ekibine ihtiyacınız var. Bu işin kodunu yazacak, yani bu işin mutfağına direkt olarak girecek kişi kim? Yazılımcı. Peki sizin istediklerinizi kim dinleyecek? Kim önceliklendirecek ya da gereksiz detaylardan arındıracak, kim daha etkin yollar sunup projenizi bir başka boyuta taşıyacak ve her şeyden öte bu işin kodunun yazılmasını kim sağlayacak? Son müşteriye temas etmeden önce testlerini kim yapacak ya da yapılmasını sağlayacak? İşte bu kişi iş analisti oluyor.


Klasik proje yönetimlerinde ilk olarak talep gelir, bunun analizi yapılır sonra geliştirmesi yapılır, testleri yapıldıktan sonra kullanıma açılır. Bu yöntemde analizin yapılması ve testlerin yapılması kısımlarından genellikle iş analistleri sorumludur.


Daha güncel metotlarda ise bunun kesin kuralları yok denir. Herkes her şeyi yapabilir denir ancak hayatımızın gerçekleri var. İletişim işi analistindir.


Analistin çoğu işi iletişimdir. Bir yandan mailler havada uçar bir yandan gerekli gereksiz bir sürü toplantı daveti gelirken susmayan telefonları da unutmamak gerekir.

Analist bir talebi talep olmanın ötesine götürüp ürün halinde hayal edilmesini sağlayan kişidir. Şimdi bir farkındalık geldi. Analist şöyledir analist böyledir... Ne çok bilmişlik yaptım yine. Hemen düzeltiyorum. Ben analistiği bu şekilde yapıyorum. Şimdi daha iyi oldu. Çünkü her sektörün her şirketin ve hatta her birimin ihtiyaçlarına göre iş analistleri bukalemun olmalıdır.


İş Yapma Aşamaları 1. İş Birimi - Müşteri


Şimdi sanırım bir analist ne kadar önemli az çok anlatabildim umarım. (Kendimi önemli hissetmek isterken ben!) Şimdi bir yazılım projesinde olduğumuzu düşünelim. İşin sahibine genellikle iş birimi ya da müşteri deriz. Neyse, bu kişi ya da kişiler geldi size derdini anlatmaya başladı. İşte bu kişiler o noktada aşağıda listelediğim sürece dahil olarak iş analizi sürecinin yani iş analistinin bir ortağı haline geldiler.


1- İhtiyacın doğru bir şekilde dinlenmesi: Bu süreçte aşağıdaki sorulara cevap verebilmenin önemli olduğunu düşünüyorum.


  • Müşteri ne istiyor? 10 kelimeyi geçmeyecek şekilde cevaplayabiliyor muyum?

  • Müşteri ne istediğini biliyor mu?

  • Müşteri isteğinin amacını biliyor mu?

  • Müşteri isteğinin getireceği katma değerleri biliyor mu?


2- Müşteriye doğru soruların sorulması: Bu noktada ise artık kendisinden ve ne istediğinden emin olan kişiye katma değeri arttırmaya yönelik süreçle ilgili merak edilenler ve soru işaretleri giderilir ki yazılım geliştirmesi için kod yazılmaya başlandığında bir tutarsızlık olmasın.

Bu noktada yazılımcının size sorabileceği soruları tahminleyebilmek ve bu soruların yanıtlarını işin sahibinden alabilmek... İşte bu o kadar güzel ki.


3- İhtiyacı dinledik gerekli sorularımızı da sorduk. Her şey sanki biraz daha net değil mi? Peki eğer gerek görüyorsanız bunların hepsini bir kere daha özetlemeye ne dersiniz? Evet dediğinizi duyar gibiyim. Bu andan itibaren isterseniz çizim ve/veya hitabet yeteneklerinizi konuşturabilirsiniz. Kullanıcı ekranları mı konuşuluyor? Çizin! Düz bir ihtiyaç mı anlatılıyor? Maddelendirin, önceliklendirin. Onay alın. Devam edin!


4- Müşterimiz ilk aşamada elinden gelenin en iyisini yaptı. Peki ya biz? Bu özveriye karşılık, kendilerine açık iletişim yollarını açtık mı? Mail, telefon ya da başka bir şekilde ulaşılabilir olduğunun teyidini alabilmek ve aynı şekilde kendilerinin de bize ulaşabilir olduğunun bilgisini vermek, bu süreçte gerektiğinde oluşan yeni sorular üzerine bir araya gelebileceğimizin bilgisini vermek ve herhangi bir durumda bilgilendirme yapacağımızı söylemek bu süreçte güven ortamını da açık iletişim ortamını da sağlamak için birebir!


İş Yapma Aşamaları 2. Yazılım - Kod Geliştirme Öncesi - Sonrası


Evet iş birimimizden talebimizi aldık. Şimdi biraz detaylandıralım. Bu detaylandırma süreci şirketlerin proje yönetim anlayışına göre farklılık gösteriyor. Kimisi analiz dokümanı dediğimiz içerisinde bu talebin yazılıma dönüşmesini sağlayacak tüm gereksinimleri ve bu gereksinimlerin tanımlarını içeren bir dosyayı yazılım geliştirmesine başlanmadan zorunlu tutarken, bazı proje yönetim yaklaşımları da bu dokümanı projenin sonunda bir çıktı olarak da isteyebiliyor. Ama bu analizi bir şekilde yapmak önemli. Burada bize düşen görev şirketin yaklaşımına uyum sağlayabilmek.


Tüm detayları, sayfa tasarımları, iş kuralları kısacası ne lazımsa hepsini çıkardık ve yazılımcımıza ilettik. İşimiz çoğu zaman kod geliştirmesinde de devam ediyor. Yazılımcımız, sorularıyla kapınızı çalıyor. Bu sorular, analiz dokümanında anlaşılmayan noktaların netleştirilmesinden, bizim doğru sandığımız iş kurallarının değişmesi kaynaklı analizde revize isteğine pek çok konudan gelebiliyor. Bu noktada eğer birden fazla yazılımcı ile çalışıyorsanız her birisinin iş yapış şeklinden, tutumuna; iletişim kanal tercihinden, yaklaşımına her bir noktasına uyum göstermek gerekiyor.


Biraz sabır, biraz merak, biraz da birlikte çalışma isteğinin verdiği motivasyonla bu süreci de tamamladıysak eğer geçelim test kısmına.

Bazı şirketlerde ayrı test ekipleri olduğunu biliyorum. Ancak öyle bir şirkette daha önceden hiç çalışmadım. Bu sebeple analistin aynı zamanda test yapan kişi olduğu durumdan devam edeyim.


Burada farklı çeşit testler var. Fonksiyon testleri, regresyon testleri, performans testleri ve daha bir iki seçenek daha. Bunların açıklamalarını yapmayacağım ancak bir analist test yaparken şu üç noktaya başlangıçta dikkat etmeli.


1- İstediğim fonksiyonlar düzgün çalışıyor mu?

2- Mevcutta olan sisteme herhangi bir zarar geldi mi?

3- Performans açısından bir sıkıntı var mı?


Bu üç nokta çevresinde yapılacak testler %90 ihtimalle başarıyı getirecektir. %10 ise yapılan projenin güvenlik açığının olup olmamasıyla ilgilidir diye tahmin ediyorum.

Ne kadar çok şey var değil mi düşünmemiz gereken?


İş Yapma Aşamaları 3. İş Birimi - Yazılım - Kullanıcı Kabulleri


Bazı projeler oluyor iş kuralları çok net olduğu için bizlerin yaptığı testler onay için yeterli oluyor. Ancak bazı düzenlemelerin olduğu sektörlerde bir çivi dahi çakılsa kullanıcının onayının alınması şart. Bu durumu da göz önünde bulundurarak işi sahibine gösterme kısmından da bahsetmek istiyorum.


Talebi aldık, geliştirdik, testlerini de yaptık. Sırada ne var? Bu işi sahibine göstermek. Bu süreç de genellikle analistin oluyor. Tasarlanan ekranlar, yeni fonksiyonlar hepsi anlatılır ve talepte ne istendiyse karşılandığı belki daha da fazlasının verildiği güzelce anlatılır. Bu durumda geliştirme esnasında kafanızda oluşan en ufak bir soru işaretine varsayımla yaklaştıysanız vay halinize! Müşterinize sorun. Benim genellikle varsaydıklarım yanlış çıktığı için son iki senedir telefonu elimden düşürmüyorum.

Varsayımlarla ilerlemedik, bu sürece sorularımızla müşterimizi de dahil ettik. Kullanıcı kabul testlerinde karşımıza birden çok seçenek gelebilir.


1- Müşterimiz sonuçtan memnundur.

2- Müşterimiz sonuçtan memnundur ancak ek istekleri vardır.

3- Müşterimiz yanlış anlaşıldığını söylemektedir.

4- Biz bu süreci komple yanlış anlamış ya da hiç anlamamışızdır.

5- Müşteri neyi istediğini ve neyi talep ettiğini bilmediği için komple farklı bir sonuç çıkmış olabilir.


Farkındaysanız kabataslak yazdığım beş maddenin sadece ikisi olumlu. Bu sebeple eğer diğer üç maddeden birini yaşadıysak moral bozmak yok! Zamanla azalıyor bu üç maddenin yaşanması.


Analist mi? Her Bakımdan Yetersiz!


Son birkaç aydır duyduğum bir konuyu sizlere de açmak istiyorum. Analistlerin gün geçtikçe yetersiz görüldüğü daha çok kullanıcı destek ekibi gibi kendilerinden yararlanıldığı dönemlerdeyiz. Ne anlamda yetersiz? Yazılım geliştirme yapmamaları anlamında yetersiz. Ben de yazılım kod geliştirmesi yapmayan ve hala diyorum yapamayan bir analist olarak bu süreçten biraz rahatsızım.


Yukarıda saydığım noktaların birçoğunun daha çok iletişim ve uyum sağlama becerileriyle alakalı olduğunu umarım az çok anlatabilmişimdir. Çünkü ben de bu işin eğitimini alırken böyle aldım. Evet, iş akış şemaları çizebilmek, SQL bilmek, yeri gelip bir SP (Stored Procedure) okumak gibi yetkinlikler de olmalı bir analistte ona hiçbir şey demiyorum. Ancak yukarıda anlatılan sürecin de yoksayılması beni açıkçası biraz üzüyor. Bu süreci yoksayıp yaptığımız işi küçümseyen her kimse umarım otomasyon süreçlerinin bu denli hayatımıza girmesi sonrasında kendi geleceğini de düşünüyordur!

İletişim ve uyum yeteneği hiçbir zaman talebi bitmeyecek özelliklerdir. Çok kısa bir örnek vereyim. Aynı yazılımcı iki farklı analistle çalışmış olsun. Bir tanesi sıradan çamaşır deterjanı... Tamam tutamadım yine kendimi. Bir tanesi yukarıda bahsettiğim konulara değinmeden iş yapsın. Bir diğeri de yukarıda sadece bir kısmı anlatılan süreçlere değinmiş olsun. Emin olun ki işin kalitesindeki farkı öyle bir göreceksiniz ki!

Biz değil miyiz yapılan ekranların yarısından fazlası hiç kullanılmıyor diye. Peki neden?Neden bu gereksiz efor? Analistler ya yoktu ya da yeterince etkin değillerdi de ondan. Çok net bunu diyorum. Varsa araştırması onu da buradan paylaşırım.


Hepsi Bu Kadar Değil de Yaz Yaz Çok Yoruldum!


Bu yazımda kısa bir dertleşme yaptım, iş analistinin ne iş yaptığını adım adım anlatmak istedim. Ne yazmışım be! Çok yoruldum cidden.

Eğer sorularınız varsa lütfen sormaktan çekinmeyin, öyle de ilerleyebiliriz.

Bu yazıda geçen ifadelerin sektör, şirket, birim ve kişi bazlı değişebileceğini yine belirtiyorum. Umarım her telden çaldığım sitemde, bu telden de bir şeyleri doğru ve anlaşılır çalmışımdır.


Yeni konularda görüşmek üzere!



Yorumlar


bottom of page